Yıkıcı İnovasyona Karşı Çeviklik Yeteneğini Kullanabilme

Güliz Emri Denli
3 min readJan 24, 2021

--

Rekabetin her daim geçerli olduğu iş dünyasında “yıkıcı inovasyon” tabiri oldukça popüler. Asıl tanımını ise şu şekilde açıklayabiliriz; öyle bir şey icat edin ki tüm rakipleriniz piyasadan silinsin. Bu bir ürün olmak zorunda da değil. Var olan ürünün doğru sunum için değiştirilmesi/geliştirilmesi de olabilir.

Bu kavramın her ne kadar olumsuz bir anlamı olduğu düşünülse de aslında bu inovasyon türü, şirketlerin ve markaların gelecekteki başarısını önemli oranda etkileyebilir. Sektörde meydana gelebilecek olan değişiklikleri ön görebilmek ya da içinde bulunduğumuz VUCA çağında, değişimin hızının ve kapsamının belirlenemediği, olayları anlamakta zorlandığımız ve öngörü yapamadığımız dönemlerde çeviklik kabiliyeti ile bir şirketin uzun dönem hayatta kalması sağlanabilir.

Geçmişte bunu başaramamış büyük firma örneklerini hepimiz aslında biliyoruz. Bunlar yıkıcı inovasyonlardan darbe yemiş dünya devleri… Peki bu büyük firmaların atladığı şey neydi? Bunlardan birkaçını aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:

  1. Ürün ve hizmetlerini en kârlı ve talepkâr müşterilerine göre şekillendirirken daha az talepkâr müşterilerine vakit ayırmamaktan kaynaklı burada oluşan açıklıktan yararlanamamak ilk sebeplerden biri olabilir. Bundan 15 yıl önce bir ürünü internete bağlı kılmak için ekstradan ücret ödemeye hazır olan tüketicinin günümüzde yerini; bir ürün internete bağlı değilse hiçbir şekilde değerlendirmeyen bir tüketici profili alıyor. O zamanlarda eğer Nokia diğer rakipleri gibi bunu öngörebilseydi ve müşterilerini gözlemleyerek yatırımını yenilikçi yazılımlara göre değiştirebilseydi belki yine cep telefonu üretiminde lider konumunda olabilirdi. Bu sebeple, değişen koşullar altında tüketicileri gözlemlemek, dinlemek ve onların ihtiyaçlarını da şekillendirecek şekilde yıkıcı inovasyonlar yapmak firmaların kendi yıkımlarını engelleyebilir.
  2. Daha önce hiç kimsenin olmadığı, önemsenmemiş bir pazar alanı oluşturup, müşteri olmayanları müşteriye çevirememek de bir başka sebep olabilir. Bunun detayında da geleneksel iş yapış modellerinde tutsak kalıp, olası hızlı yükselişi olacak alanları fark edememek şeklinde açıklayabiliriz. En iyi örnek belki içinde bulunduğumuz bu Pandemi döneminde online eğitim konusunda daha önce pazarda oyuncuların olmaması olabilir. Bunun için ilk başlarda durumu farkedip, aksiyonlarını alan firmalar sektörde hızla ilerleme şansı buldular.
  3. Küçük ve önemsiz gibi görünen firmaları ciddiye almamak ise yine sebepler arasında düşünülebilir. Artık günümüzde küçük ve hızlı olan, büyük ve hantal olanı yeniyor. Bununla ilgili de Amerikan şirketi Blockbuster’ın başarısızlık hikayesi paylaşılabilir. Netflix ilk piyasaya çıktığında, piyasa lideri Blockbuster’dı. Liderle aynı potada mücadele vermekten kaçınan Netflix, kendisine, daha farklı bir izleyici kitlesi hedefledi. Önceleri; Blockbuster, Netflix’i güçlü bir rakip olarak görmedi. Ancak Netflix, müşteri yelpazesini de genişleterek Blockbuster’ın müşteri kitlesini de ele geçirip onu piyasadan sildi. Burada o zamanlarda yapılacak en iyi hareket belki de yenilikçi Netflix firmasını satın almak olabilirdi. O dönemde Blockbuster CEO’su bu teklifi reddetmişti; şu anda Netflix’in piyasa değeri 32,9 milyar dolar olarak biliniyor. Bu konuda başarılı girişim olarak sayılabilecek ve yakın geçmiş zamanda (2012 yılı) Instagram’ın 30 milyon kullanıcısı ile sahip olduğu dijital fotoğraf arşivi Facebook’un yanında çok küçük kalmasına rağmen çeşitli nedenlerden dolayı stratejik öneme sahip olduğu düşünülerek Facebook tarafından satın alınması örneği de yıkıcı inovasyona karşı atılmış bir adım olarak düşünülebilir.

Peki içinde bulunduğumuz bu zorlu dönemde yeni yıkıcı inovasyonlar sizce hangi sektörlerde olacak? Bunları tehdit olarak görmeyip ve yukarıda bahsedilen 3 maddeyi de dikkate alıp; değişime uyum sağlayanlar hayatta kalabilecek mi? Yorumlara görüşlerinizi belirtebilirseniz çok sevinirim :)

Son olarak yazımı, inovasyon dehası olarak bilinen Clayton Christensen’in bir sözü ile bitirmek isterim;

“Yıkıcı inovasyon özünde bir teknoloji değil, pazarlama meselesidir. Köklü şirketler yıkıcı teknolojileri kendi pazarlarında tutacak şekilde geliştirmeye çalışırken, bunları ticarileştirmekte en başarılı olanlar uygun yeni pazarları keşfetmiş veya kendileri yaratmışlardır.”

Sevgiler.

--

--

No responses yet