Koçluk bakış açısı geliştirmek ve etkili koçluk…

Güliz Emri Denli
4 min readMay 22, 2021

--

Organizasyonumuzda ilk olarak çevik pratikleri denemeye başladığımızda ve dönüşüm sürecine girdiğimizde, kurumun ve takımların kendi ihtiyaçlarını karşılayan en etkin çözümü bulmasına aracılık, rehberlik eden değişim elçileri de dediğimiz Agile Koç rolünün önemine değinmiştik. Agile Koç olan bir kişinin önce kendi yetkinliklerinde de etkin koçluk bakış açısını geliştirebilmesi oldukça değerlidir. Koçluk, öğrenme ve kendini geliştirme aracıdır. Birey ya da takımların daha etkin ve verimli olmaları için yeteneklerinin geliştirilmesidir. Koçluk, danışanlar ile deneyim paylaşımı ve fikir alışverişi yapılarak yeni düşünceler, yollar, yöntemler geliştirmelerini destekler.

Koçlukta kullanılan bakış açısı koçluk alanın süreçten elde edeceği faydayı doğrudan etkiliyor. Bu nedenle koçluk sürecinde uygun bakış açısı kullanmak çok önemli.

Koçluk veren olarak,

  • İhtiyacı doğru anlayabilmemiz ve iyi bir dinleyici olabilmemiz,
  • Karşımızdaki kişinin söylediklerini kendi inanç ve kültürel varsayımlarımız arasında kaybolmadan duyabilmemiz,
  • Bizim için iyi olanı değil, karşımızdaki kişi için iyi olanı buldurmaya yardımcı olmamız gerekiyor.

Bu söylemesi kolay, yapması büyük beceri ve sabır isteyen bir liderlik yetkinliği. Koçluk için en uygun bakış açısını geliştirmeye yardımcı olacak şu dört temel adımı takip ederek başlayabilirsiniz:

  1. Etkili bir koçun kendisinden, başkalarından ve dünyadan olumlu beklentileri vardır. Gün içinde iç sesinizi dinleyin. Sürekli olarak aksayan işe, ilerlemeyen trafiğe, sizi anlamak istemeyen müşterilere veryansın içinde misiniz? Yoksa bu dünyada iyi giden şeyler de olduğunun farkında mısınız? Unutmayın ne kadar olumlu beklenti içerisine girerseniz potansiyel fırsatları ve olasılıkları o kadar kolay fark edebilirsiniz. Zihin böyle çalışır, nereye bakarsanız onu görürsünüz. Gün içerisinde odaklandığınız olayları sayın, olumlu olaylar sayıca daha çok ise doğru yoldasınız demektir.
  2. Etkili bir koçun başkalarının gelişimini ve öğrenmesini desteklemek adına içten ve samimi bir arzusu vardır. Aynı zamanda kendi gelişimine de büyük önem gösterir. İşe kendinizden başlayın. Yeni bir şey öğrenmeye, bir becerinizi geliştirmeye, liderinizden geri bildirim aldığınız bir konuda ufak da olsa bir şeyi farklı yapmaya hemen bugün başlayın. Örneğin, sizden daha yaratıcı çözümler üretmeniz bekleniyorsa bugün mesleğinize yönelik bir topluluğa üye olun, farklı kişilerle bir araya gelmek size yeni fikirler sağlayacaktır. Bizzat değişim sürecinde olmanız koçluk verdiğiniz kişileri daha iyi anlamanızı sağlayacaktır.
  3. Etkili bir koç insanları içtenlikle ve samimiyetle önemser. İş hayatında kişinin birlikte çalıştığı insanları gerçekten ne kadar iyi tanıdığı ya da onları ne kadar önemsediği sıklıkla göz ardı edilir. Bunu kendi çalışma ortamınızda da hissediyorsanız, koçluk çabalarınız daha başlamadan hüsranla sonuçlanabilir.
  4. Etkili bir koç yargılayan değil, öğrenen zihniyette bir yaklaşım benimser. Öğrenen tarafınızı ortaya çıkarın, zihniniz yargılayan tarafınızı aniden önünüze çıkarsa da siz, gözlem yapmaya, hemen sonuca atlamamaya, değişim için kaynakların yeterli, olasılıkların sınırsız olduğuna inanmaya devam edin. Mesela koçluk verdiğiniz kişinin sorumsuz olduğunu düşünüyorsunuz, böyle bir ön yargınız var, bunu hemen meraka çevirin, kişinin sorumsuz olduğunu algılamanıza neden olan koşulları gördüğünüzde hala aynı fikirde olmayabilirsiniz. Ancak öğrenen bir zihinde sorun-odaklı olmaktan çözüm odaklı olmaya geçiş yapabilirsiniz.

Etkili bir koç olmanın merkezinde koçluk alan kişiyle kurulan etkileşim de çok önemlidir. Bu etkileşimin başarısını belirleyen en önemli etken de doğru soruları sorabilmektir. Jackson & McKergow tarafından 2007'de geliştirilen “Çözüm Odaklı” soru sorma tekniği, koçlukta soru sorma sanatını mükemmelleştirmiştir. Çözüm odaklı yaklaşım değişimi sağlayan etkili bir araçtır ve sorunlara odaklanmaktan çok, çözümler aramanın önemini vurgulayan geleceğe odaklı, hedef yönelimli bir yaklaşımdır. Koçluk literatüründe en etkili tekniklerden biri olarak kabul edilen bu yöntemi şu şekilde uygulayabilirsiniz;

  • Geleneksel soru sorma tekniklerinden farklı olarak karşımızdaki kişinin zihnini çözüm üretmeye, daha yaratıcı düşünmeye teşvik eden sorular sorun. Örneğin size, “Ne yapman gerekirdi?” diye soruduğumda geçmişi düşünürsünüz (ve çoğunlukla “neden öyle yapmadık ki!”, “o öyle davranmasaydı böyle mi olurdu!” gibi yaşanmış olumsuzlukların duygusal tortularına maruz kalırsınız). “Bir dahaki sefere neyi daha farklı yapabilirsin?” diye sorduğumda ise, sadece geleceğe odaklanan zihniniz çözüm arayışına girecektir.
  • Kişinin kendi bilgi, deneyim ve geçmiş başarılarından daha etkili bir şekilde faydalanmasını cesaretlendirici sorular sorun. “Bunu daha önce yaptın mı?” yerine, “Daha önce yaptıklarından hangisi işe yaramıştı?” şeklinde yöneltebilirsiniz.
  • Zihni soruna odaklanıp kapatmak yerine, sayısız çözüm alternatifi üretmeye ve zihni açmaya yardımcı olan sorular sorun. “Bundan daha iyisini yaptın mı hiç?” yerine, “Bu durumun bir adım daha iyiye gitmesi için neler yapabilirsin?” şeklinde yöneltebilirsiniz.

Son olarak yukarıda bahsedilen çözüm odaklı soru tekniklerini içeren koçluk seansı örneğini de sizlerle paylaşmak isterim:

Danışan: Uzun zamandır doktora tezimi yazıp bitirmek istiyorum ama yeteri kadar zaman ayıramıyorum.

Koç: Bu konudan kaçmak için genelde neler yapıyorsun?

Danışan: Netflix izliyorum, internette zaman geçiyorum. En sonunda başlamaya karar verdiğimde ise önce çalışma masamı düzenliyorum, makaleleri sıraya koyuyorum ve yapılacak işlerin listesini çıkartıyorum. Sonra zaten çalışmış gibi hissediyorum ve ertesi gün aynı döngüye tekrar giriyorum. Tabi bir de ufaklıklar başımda (biri 8 diğeri 2 yaşında). Onlarla geçireceğim zamandan çalıyorum gibi de geliyor. Odaklanmaya çalışıyorum ama başaramıyorum.

Koç: Kendine bu gecikmeyi mazur göstermek için ne söylüyorsun?

Danışan: Daha vaktim var, dağınık bir masada çalışamam zaten, hem liste yaptım bugünlük yeterince çalıştım diyorum. Çocuklar da eşim ile vakit geçiyor, annem de yanımızda sıkıntı etmeye gerek yok diyorum.

Koç: Peki, bunu ertelemeye devam etmek için kendine daha ne kadar izin vereceksin?

Danışan: Aslında çok fazla zamanım kalmadı. Yapılacak çok işi var ve artık bir an önce başlamam lazım. Aynı zamanda şirkette de yoğun bir şekilde çalışıyorum, teze de vakit kalmıyor.

Koç: Ertelemeyi bırakmak için ne yapacaksın?

Danışan: Bilmiyorum… Şu anda fark ettim ki, yazmayı ertelemek için hep aynı bahaneleri kullanıyorum. Belki kendime bu aktiviteleri yapamayacağım bir ortam seçmeliyim.

Koç: Bu bahaneleri kullanmayacağın ve kendini sadece çalışmaya verebileceğin bir ortam neresi olabilir sence?

Danışan: İşten sonra, ya da çocuklar hafta sonu kursta vs olduğunda okudaki kütüphaneye gidip orada çalışırsam, TV ve masa toplama bahanelerinden kurtulabilirim.

Koç: Peki internette geçirdiğin zamanı nasıl azaltabilirsin?

Danışan: Okuldaki kablosuz ağa bağlanma kısıtlı (Youtube vs) oluyor bildiğim kadarıyla. İnternette uzun süre vakit geçirmemi engeller böylece ve yalnızca teze odaklanabilirim.

Koç: O zaman bu hafta en az 2 kere bahsettiğin kütüphaneye giderek, internete bağlanmadan (tez dışındaki ihtiyaçlar harici) çalışmaya ne dersin? İstersen kütüphaneye gitmen için sana arada küçük hatırlatmalar da yapabilirim. Sen de sonrasında benimle son durumu paylaşırsın.. :)

Koçluk deneyiminde sizin etkili olduğunu düşündüğünüz yöntem ya da çözüm odaklı soru teknikleri neler? Yorumlarda paylaşmayı atlamayın :)

Sevgiler.

Kaynaklar: Solution-Focused Approaches in Management, Koçluk / Pocket Mentor

--

--

No responses yet